OpenAI’nin Yeni Yazarlık Modeli Eleştiri Topluyor

OpenAI, yaratıcı yazı alanında yeni bir AI modeli geliştirdiğini duyurdu. CEO Sam Altman’ın sosyal medya hesabından yaptığı paylaşıma göre bu model, kısa hikâye yazma konusunda çok başarılı. Ancak ilk denemeler, modelin özgünlük ve derinlik konusunda sınıfta kaldığını gösterdi. Özellikle “metafiction” olarak adlandırılan, kendi kurmaca doğasına vurgu yapan yazı tarzında denenmiş olması, AI’ın mekanikliğini daha da belirgin hale getirdi.

AI’ın yazım örnekleri incelendiğinde, derin duyguları aktarmaya çalıştığı ancak aslında bunu başaramadığı görüldü. “Perşembe, neredeyse Cuma’ya benzeyen o eşik günüdür” gibi ifadeler, yaratıcı bir anlatım çabası olarak görülse de yüzeysel bulundu. Eleştirmenlere göre model, kelimeler arasındaki istatistiksel bağları iyi çözse de, gerçek bir yazarın sanatsal derinliğine ulaşamıyor.

OpenAI’ın duygusal zekâya sahip GPT-4.5 modeli gün sayıyor

Bilgisayar bilimi profesörü Tuhin Chakrabarty, AI’ın belirli bir yazarın tüm çalışmaları üzerinde eğitildiğini varsayarsak, o yazarın tarzına benzer metinler üretebileceğini söylüyor. Ancak, “Bu, gerçekten yenilikçi ve şaşırtıcı eserler ortaya koyabilir mi? Bu sorunun cevabı kesin değil” diyor.

Philadelphia’daki Pennsylvania Üniversitesinde eleştirel yazarlık dersleri veren şiirci Michelle Taransky ise AI ile yazılan metinlerin “homojen ve yapay” görünme eğliminde olduğunu belirtiyor. Taransky, kendi romanında bir karakterin yapay zeka ile sanal bir ilişki kurduğu bir anlatıyı kullanıyor. Buradaki amacın, AI’nın duygu eksikliğini vurgulamak olduğunu belirtiyor.

Tüm bu gelişmeler, AI’ın edebi geleceğini tartışan yeni bir tartışma başlattı. AI, binlerce kitaptan motifler ve anlatım teknikleri öğrenebilir. Ancak gerçek bir sanatçının deneyimleyerek, hissederek ve öğrenerek şekillendirdiği bir eserin derinliğine ulaşması henüz mümkün görünmüyor. AI, belki de “Good Will Hunting” filminde söylenen o meşhur repliği yaşıyor:

Sana bütün sanat kitaplarını anlatabilir, ancak Sistina Şapeli’nin içinde olmanın ne hissettirdiğini bilemez.

Bu noktada, yaratıcı yazı alanında AI’nın gerçek yazarların yerini alacağı fikri şimdilik uzak görünüyor. Genç yazarlar, AI’n yeteneklerinin sınırlarını görerek, sanatsal yolculuklarına insana özgü deneyimlerini katarak devam edebilirler. AI hala gerçek bir yazarın geçirdiği evrimi ve gelişim sürecini taklit edemiyor.